21 Nisan 2009 Salı

SÜTTAŞI KÖYÜ


İlçemize bağlı köy ve mahalleler içerisinde nüfus ve üzerinde kurulduğu coğrafi alan itibarıyla en büyük yerleşim birimi Süttaşı Mahallesi’dir.
Doğu Karadeniz Bölgesinin karakteristik özelliklerine sahip olan Süttaşı Mahallesi’nin asıl adı Dandı’dır. Mahalle bu adı, sınırları içerisinde bulunan Andon Kalesi’nden almıştır. Ancak bu adın verilişi ile ilgili iki ayrı görüş vardır. Bunlardan birincisine göre kaleyi Andon adında bir Rum tekfuru yaptırmış ve çevredeki bütün köylere hakim olmuştur. İkinci görüşe göre ise kalede bulunduğu söylenen bir kilisenin çanlarının “Dan Dun” şeklinde ses çıkarması yüzünden mahalleye bu ad verilmiştir.
Köye ilk yerleşenlerin Urartular olduğu tahmin edilmektedir. Zira Kayabaşı Yaylası altında bulunan kaya içlerine oyulmuş barınma yerleri Urartuların barınma biçimlerine uygundur. Zamanla bölge Pontus’ların hakimiyeti altına girmiştir. Bölgede Pontus dönemine ait irili ufaklı birçok tarihi kalıntı mevcuttur. Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethinden sonra bölgeye Türk göçmenleri yerleştirilmiştir. Bu tarihten itibaren bölge tamamen Türkleştirilmiştir. Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus işgali ile karşı karşıya gelen mahalle bu yıllarda açlık ve soğuk yüzünden yüzlerce insanı kaybetmiştir. Muhacirlik dönemi diye anılan bu yıllarda mahalle sınırları içerisine tek bir Rus bile girememiş, ancak karşı tepelerden atılan top mermileri birçok evi yakıp yıkmıştır.
1965 yılında zamanın üç sınıflı köy okulu öğretmeni İbrahim GÜVEN tarafından köyün adı Süttaşı olarak değiştirilmiştir. Köyde bol miktarda bulunan beyaz renkli granit kayalar bu ismin verilmesinde etkili olmuştur.
Süttaşı Mahallesi’nin en önemli tarihi eserleri Andon Kalesi, Ilıkpınar, Ağaçiçek Çeşmesi, Rumlardan kalma maden ve ev harabeleridir. Mahalle oldukça dağlık ve engebelidir. Kavraz Deresi mahalleyi doğal olarak ortadan ikiye ayırmaktadır. Oldukça dağınık bir yerleşik yapıya sahip olan mahalle, kendi içinde Deregözü, Belen, Çukurköy, Kıyıköy, Çöcen ve Kovanlıcak ile anılan birçok yerleşim birimine ayrılır. İslam ve Yerlice yerleşimleri ise kısa süre önce Süttaşı Mahallesi’nden ayrılarak köy statüsüne geçmiş ve Yeniköy adını almıştır.
Sahilden yaklaşık 35 km içeride olmasına rağmen denizden yüksekliği oldukça az olan mahallede deniz ikliminin bütün özellikleri hakimdir. Bol yağış alan bölgenin hemen hemen tamamı ormanlar ve fındık bahçeleri ile kaplıdır.
Geçimini çoğunlukla tarım ve hayvancılığa bağlayan mahalle sakinleri, farklı istihdam imkanlarının olmayışı yüzünden genç nüfusunu önemli ölçüde kaybetmiştir. Çünkü tarım ve hayvancılık için tatmin edici arazi ve kaynak yoktur. Bu sebeple mahallede son yıllarda nüfus gittikçe azalmaktadır.
Mahalle sakinleri yaz aylarında hayvancılık için Kayabaşı, Tepealan, Atkoyağı, Kekre, Kavraz, Pinti gibi yaylalara göç etmektedir. Ayrıca gurbetteki Süttaşılılar da yaz aylarında gezmek ve dinlenmek amacıyla buralara gelmekte ve dolayısıyla nüfusta geçici artış görülmektedir.

DOĞANKENT


Eski ismi Kürtün-i Zir dir. İlçenin nüfusu 4000 civarındadır. Köyleri ile birlikte nüfusu 10 000 i bulmaktadır. Çoğu gurbette olan halk yaz aylarında ve bayramlarda ilçeye ve köylerine gelmekte yaylalarda şenlikler düzenlemektedir. Türkmen Alevi Çepnilerin buraya gelerek yerleştiği bilinmektedir. Çoğu kez Giresun ve Gümüşhane arasında bir bağlantı noktası olam ile birlikte devamlı bağlantı değiştirmiştir. 1914 yıllarında Rus harbi zamanlarında ilçenin sadece baraj tarafı santral tarafı işgal edilmemiştir. Yakın zamanda olan bir sel ile ilçe yeniden yapılanmaya başlamıştır. Alp Arslan 'ın Malazgirt Zaferinden sonra (1071) bu bölge Selçuklular a, onlardan da Osmanlılar ın egemenliğine geçmiştir. Osmanlıların egemenliğine geçişi Fatih Sultan Mehmet'in 1461 yılındaki Trabzon seferi ile olmuştur. Önceleri buranın adı Kürtün-ü Zir idi şimdiki Kürtün ise Kürtün-ü Bâla olarak anılmakta idi. Bundan 500 yıl önce Kürtün-ü Zir ismi Manastır bükü(Manastıra sapan yol anlamındadır) olarak değişmiştir. Bu dönemde bu bölgede halkın büyük bir çoğunluğunu Hıristiyanlar temsil etmekte, onlar yaşamakta idi. O sırada idari şekil Nahiye Müdürlüğü olup, Nahiye Müdürü 4 ay süre ile Kürtün-ü Zir (Harşit) , kalan sürede ise Kürtün-ü Bâlada oturmakta, her iki nahiyeyi bu şekilde idare etmekte idi. O sıralarda kasabaGümüşhane 'ye orası da Sancak olarak Trabzon 'a bağlı idi. İlçe I. Dünya Savaşı ndan sonra Harşit adını almıştır. Harşit kelime olarak Fars'ça bir kelime olup, Hurşit'den gelmekte ve mana olarak güneşin en sıcak yeri anlamına gelmektedir. Başka bir rivayete göre; Har: Diken, Şit: Taş, çakıl demektir. Osmanlılar zamanında buralara dikenlik, taşlık çakıllık denilmiştir. Bu kasaba; 1916 yılında Çarlık Rusya tarafından işgal edilmiş ancak, Harşit Çayı'nın karşı tarafına (şimdiki H.E.S.'nın olduğu bölgeye) geçememiş ve Harşit 1918'e kadar Rus işgali altında kalmıştır. İşgal 15 Şubat 1918'de sona ermiştir. Yönetim olarak l. Mahmut döneminden sonra meydana çıkan ve adına voyvoda denilen Derebeyliklerce yönetilmiş, ilk kez Yakup oğlu İbrahim Ağa Kürtün-ü Bâlada yönetimi ele geçirerek bir süre Derebeyi olarak yönetimi sürdürmüştür. Yönetime devam ederken gezmek maksadıyla Harşit 'a geldiğinde Şit Köyünde vurularak öldürülmüş, onun ölümünden sonra yönetim oğlu Emin Ağa' ya geçmiş, 1836 Tazminatından sonra Derebeylik yönetimi ortadan kaldırılarak devlet yönetimine geçiş sağlanmıştır. İlçeminin 1952 yılında Gümüşhane 'ye bağlılığına son verilerek Giresun 'a bağlanmış, burası 1961 yılında Harşit adını bırakarak Doğankent adını almıştır. Doğankent daha önce Giresun - Tirebolu ilçesi sınırları içerisinde nahiye iken, 20 Mayıs 1990 tarih ve 3644 no'lu Kanunla ilçe statüsüne kavuşmuştur.

GİRESUN


Giresun ili, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan Büyük Atatürk'un 19 Mayıs 1919 da Samsun'a çıktıktan sonraki dönemde olan kişisel muhafızlarının (Topal Osman ve Silah Arkadaşları) memleketi olan bir ildir. Şehir, Aksu ve Batlama vadileri arasında denize doğru uzanan bir yarımada üzerinde kurulmuştur, tam karşısında Karadeniz'in tek adası olan Giresun Adası (Aretias) vardır. Giresun ili 1920 yılına kadar Trabzon iline bağlı kalmış, bu tarihte müstakil mutasarrıflık, 1923 yılında ise il olmuştur. 1923 yılında Giresun ili, merkez ve Tirebolu ilçesi ile bunlara bağlı [Görele,[Bulancak]], Keşap ve Espiye bucaklarından ibaretti. 1933 yılında Şebinkarahisar'ın iliğinin kaldırılması ile Şebinkarahisar ve Alucra ilçeleri de Giresun'a bağlanmıştır. 1934 yılında Bulancak, 1945 yılında Keşap, 1957 yılında Espiye, 1958 yılında Dereli, 1960 yılında Eynesil, 1987 yılında Piraziz ve Yağlıdere, 1990 yılında Çanakçı, Güce, Doğankent ve Çamoluk ilçelerinin kurulması ile ilçe sayısı 15 olmuştur.